Altın suyu çok enteresan. Birçok kişi için, altının büyülü bir anlamı vardır ve çeşitli uygulamalar için yüzyıllar boyunca kullanılmıştır. Bu tıbbi veya terapötik uygulamalar için altın kullanılır, ki bu da batı dünyasında bilinmemektedir. Bu daha önce Melankoli ve kalp sorunu için simyacılar tarafından kullanılmıştır. Son yıllarda özellikle Amerika’da altının terapötik kullanımı yaygınlaşmıştır. Altın özellikle beyinde, daha sonra insan vücudunun yapı taşları ve bir eser element olarak ortaya çıkar. Bu vücut tarafından ihtiyaç duyulan bir metaldir. Orta çağlarda bu sağlık teşvik ve gençliğini geri yüklemek için önemli bir madde olarak kullanılmıştır. Modern farmakoloji öncüsü, Paracelsus, ilaçlar geliştirmek için çeşitli metalleri kullanılan ve dolayısıyla hastalıkları tedavi etmiştir. Hatta Edgar Cayce demiştir ki: “Asimile olan altın etkinliği, her zamanki görünümdedir. Çünkü bu uygun bir biçimde olabilir. Gümüş ve kimi mevcut yaşam neredeyse, çift altın “beyin dokusundadır”.”

Altın suyunun kullanımı sonucu beyin aktivitelerinde 20 kat artış olmaktadır. 3 aylık süreler içinde yapılan deneylerde, deneklerde altın suyu kullanan deneklerin diğerlerine göre 20 kat daha fazla IQ testinde başarılı oldukları gözlemlenmiştir.

İç enerjiyi aktive ettiği için sakinleştirme özelliğine sahiptir. Endorfin hormonunun üretimini teşvik eder.

Hareket koordinasyonu, serebrum, omurilik, motor siniri ve kas lifleri arasındaki sinirsel iletişime bağlıdır, bu iletişim elektriksel uyarılar ile kontrol edilir. Altın en iyi iletkendir. Altın suyu hareket koordinasyonumuzu arttırır.

Serbest radikaller tehlikelidir, başka hücrelerin elektronlarını çalarlar, antiosidanlar serbest radikallerin en büyük düşmanıdır(burada belirteyim iyot lügol solüsyonda bir antioksidandır) çünkü kendi elektronlarını onlara verirler bir nevi feda ederler, altın suyu çok güçlü bir antioksidandır. Fagosit vücut içerisindeki yabancı biyolojik hücreleri sindirip yok eden organizmalara verilen addır, altın suyu fagositleri uyarır ve akıllı düzenleyici olur yani bağışıklık sistemi çalışır.Robert Koch altın suyunun tüberküloz bakterilerini yok ettiğini 1890 yılında görmüştür.Bilimsel çalışmalarda altın suyunun anti-inflamatuar etki göstermiştir. Karolinska Üniversitesi bunu kanıtlamıştır.Endokrin sistemini canlandırıyor ve yaşlanmayı yavaşlatıyor. Epifiz bezini aktifleştiriyor.

Glikasyonu etkisini arttırarak, zararlı şekere karşı korur.

Bilgi akışı elektron akışına bağlıdır. Altın suyu bilgi akışına pozitif fayda sağlar.

Dr.Ochsner ve ekibi bir çok çalışma yapmıştır, altın suyunun tümörleri küçülttüğünü keşfetmiştir.

Çakraların aktifliğini sağlar ve depresyonu engellemeye yardımcı olur.

Altın suyu kullanan kişilerin beyin nöronlarındaki hızın 10000 kat arttığı tespit edilmiştir.

Kansere karşı etkilidir.

Kollodial altın suyu insan vücudunda ihtiyaç duyulan tüm elementleri vücuda tek bir içecekte sunarak, insan bünyesinin direncini arttırır. Behçet hastalığında, Hpv virüsüne, Lupus hastalığına vb. birçok çoğu hastalığa iyi gelmektedir. Dünya üzerinde birçok simyacının Krallara sunmuş olduğu bu içecek, insan vücuduna mucizevi faydalar sağlayan ve altından elde edilen bir çözeltidir. Bu yöntem altını küçük yapı taşlarına ayırarak sıvı içerisinde dağılmasını sağlar. Keşfedildiğinden beri birçok kral ve hükümdarın her gün uyandığında yarım çay bardağı içtiği çoğu tarih kitabında yer almaktadır. Son derece yoğun olan altın, X ışınlarını geçirmemektedir. Prostatın çevresine bu tanecikler yerleştirilmesi sonucu hekimlerin tedaviye daha etkin bir biçimde odaklanmalarını sağlamaktadır. Atının bu gelişmiş hassasiyeti, ışın tedavisi için belirlenmiş olana çok daha duyarlı bir radyasyon dozunun uygulanmasına olarak sağlamaktadır. Bu kanser ilaçları altın partiküllerine tutunmakta, sonrasında da vücutta yer alan tümörleri tespit ederek onlara tutunmaktadır. Normal kemoterapi tedavisinin hastalıklı hücrelerle birlikte sağlıklı hücreleri de öldürmektedir. Oysa bu yöntem, yalnızca kanserli hücreleri hedef almaktadır. Kolloidal altın suyu, kanser tedavisinde ilaç olarak kullanılmaya başlanacağı belirtilmektedir. Bu bileşiğin içindeki nano kapsülde ilaç molekülü vardır ve bu kapsülün ölçüsü, metrenin 50 milyarda bir büyüklüğündedir. Bu kadar küçük nano kapsül kanser hücrelerini yok etmeyi başarmıştır. Kolloidal altın, romatoid artrit adı verilen eklem iltihabında da kullanılmaktadır. Altın ve altın bileşiklerinin yanmayı ve tahrişi önlediği bilinmektedir ve bu özelliği nedeniyle de römatolojistler tarafından eklem iltihabı tedavisinde uygulanmaktadır. Altın ampul ve hap şeklinde iki farklı şekilde uygulanmaktaydı. Ampul halinde kasların arasına enjekte edilen saf altın, bükülmeme gibi problemlerde ağrı ve açıya iyi gelmekte ve hastalara uzun süren bir rahatlık sağlamaktaydı. Kolloidal altından meydana gelen ilaçlar romatizmal eklem ağrılarını azaltan ilaç grubu olarak tanınmaktadır. DMARD'S olarak bilinen bu ilaçlar, eklem yerlerinin şişkinliği tedavisinde ve ağrı kesici olarak kullanılmaktadır. Altının, kıkırdak ve kemikte meydana gelen hasarları da azaltacağı tahmin edilmektedir.

Sağlıkla kalın mutlu kalın.